30 Haziran 2022 Perşembe

Hazin Bir Haziran

üzerime yıkılıyor haziran,

ve sen gidiyorsun, tutamıyorum ne zamanı

ne ellerini

ne de seni..


yaşamak ağır geliyor böyle zamanlarda,

sen bu kadar acımasızlaşırken,

kırmızı reçetelere tutunuyorum

umuda dair kırıntılarım yok oluyor,

saçlarını son kez savurup gidiyorsun.

ve elimden hiçbir şey gelmiyor

eline şiirler tutuşturmaktan başka.


rüzgarlarda sürükleniyorum,

kâr etmiyor cümlelerim, 

sen kararlılıkla uzaklaşırken

ben yok oluyorum bir köşe başında,

böyle bir ayrılık, 

böyle bir veda aklımın ucundan geçmezdi,

ne zaman öldürdün beni içinde,

ne zaman kalktı bu cenaze,

ne zaman düşürdü müezzin minarelerden adımı

düşündükçe kayboluyorum, 

kayboldukça,

kendimi sende buluyorum..


savrulan hayatımın yalnızlığına bırakıyorum kendimi,

güzel anılar birer birer infilak ediyor

her yer kan revan!

parçalanıyor hayallerim sana dair, 

ve satırlar dahi içime su serpmeye yetmiyor.


konuşmak yaralarımı acıtıyor, 

öykünün kalan kısmını haziranın sonuna atfediyorum,

daha yapacak çok şeyimiz, gidecek çok yerimiz

gerçekleştirecek çok hayalimiz vardı

böyle bitmemeliydi.


artık heyecanlandırmıyor beni yaşamak,

ülkeler, şehirler, caddeler, sokaklar

bir köşe başında denk gelme ihtimalin

göz göze gelip aniden seni öpme isteğim...


şimdi gündelik hayatın sadeliğine sığınıyorum

kararım net derken sen, 

umuda dair belirtiler infilak ediyor,

ülke hududu gibi şimdiler de kalbin

mayınlarla donatılmış bir tarla var önünde

benim duygularım ise

içerideki savaştan kaçmaya çalışan birer mülteci

ve o tarlada ölümüne dans ediyor.


Anıl Sungurtaş

30.06.2022


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder