Ben bu şehrin sokaklarında alnım açık yürüyeceğim
Geçtiğim her sokak seni bana hatırlatacak ve ardından küfürler edeceğim.
Bir insanı kandırmak, bir insanı yaşarken öldürmek
Bir insanın gülüşlerini, mutluluğunu çalmak
Bir gün sen de anlayacaksın, bunların ağırlığını.
Söylediğin yalanlar, bilmediklerim, sakladıkların, kandırdığın anlar
Midem bulanıyor, kusamıyorum
Gözlerim doluyor, ağlayamıyorum.
Ne kadar ağırmış, kaldıramıyorum.
Yabancı olduğum evlerin tuvaletlerinde baygın uyanıyorum,
Ağzım kan içerisinde, yüzüm gözüm şiş
İlk canın sıkıldığında yanına koşan adamdım ben,
Şimdi ölüyorum, farkında değilsin.
Farkında değilsin, bıraktığın travmanın
Farkında değilsin, yaşarken ölümün ne olduğunun.
Hesabımız farklı dünyalara kaldı, neye inanıyorsan bir gün bunlar karşına o şekilde çıkacak,
Karmaysa karma, ahiretse ahiret
Sen de hissedeceksin bunları
Ve hisset lütfen.
Kendinden iğren, her aynaya baktığında miden bulansın.
Çaresizlik içerisinde kıvran, ve kendini git bir yerden at lütfen.
Öz anne babasından sevgi görmemiş bir insan,
Sevginin kıymetini de ağırlığını da bilmezmiş, öğrendim.
Seni evladım gibi sevip, her şeyine bir gün büyüyecek gözüyle baktım.
Hataymış.
Bir kahpe yedisinde ne kadar kahpeyse, yetmişinde de öyle olurmuş.
Kahpeliğinle gurur duy, kendini alkışla ve lütfen kendini git bir yerde as lütfen.
Bir hayalin peşinde koşup, harap olacaksın
Başın ilk sıkıştığında yanına kimse koşmadığında neleri kaybettiğini anlayacaksın
Belki şimdi değil ama bir gün elbet anlayacaksın,
“Seni benim kadar seven kimse olmayacak” sözünün ağırlığını
Bu ağırlığın altında kal ve öl lütfen.
İçindeki çocuğu öldüren sen, benim içimdeki çocuğunda katilisin artık
İnsanlığından utan, halen insani duygulara sahipsen
Ben ne yaptım diye sor kendine
Ve cevabını dön bu satırlarda oku
Gecenin köründe sana bıraktığım satırlarda oku,
Ve benim gördüğüm mesajlar karşısında boğulduğum gibi, git kendini boğ lütfen.
Güzelliğin yitip gidince, geriye senden hiçbir şey kalmadığını anlayacaksın
Şimdi inanıp peşinden sürüklendiğin kahpe arkadaşların çekip gidince
Yapayalnız kalacaksın
Her gece kendini avutmak uğruna başka kollarda harap olacaksın,
Canın yanacak, incineceksin
İncin ve paramparça ol lütfen.
Bir oğlun olduğunda, bana yaşattığını ona da başka bir kadın yaşattığında
Bugün annemin “oğlum sana nasıl kıydılar” cümlesinin ağırlığını anlayacaksın.
Sahi bana nasıl kıydın?
Sana verdiğim emeklere nasıl kıyabildin?
Sana da kıyacaklar, çocuklarına da kıyacaklar
Bunun farkındalığıyla öl lütfen.
Yalan söylemeye kim alıştırdı seni?
Nasıl gözlerimin içine baka baka bu kadar yalan söyleyebildin bana?
Pişmanlık kavursun içini, ben kurduğum hayallerin enkazında yaşamaya çalışıyorum
Gün doğuyor, gün batıyor
Neredeyim bilmiyorum, yaşamaktan daha cazip geliyor bileklerimi dikine kesip yitip gitmek.
Gurur duy kendinle,
Beni hiç dinlemediğin için, o kahpe arkadaşınla ev arkadaşı olma diye kendimi yırttığım günlerde beni dinlemediğin için
Gurur duy!
Sonumuzu da o getirdi, bana olan düşmanca tavrın getirdi.
Bana kendimi suçlu hissettirmeye çalışırken, kişi kendinden bilirmiş işi
Ben bunu ömrüm boyunca unutmam.
Sen de ne kaybettiğini ömrün boyunca unutma.
Beni unut, ki bu senin için en kolay şey olacaktır
Senin için neler yaptığımı unutma,
Her ihtiyacında koştuğumu, dizlerime yatırıp başını okşadığımı unutma,
Bana bıraktığın enkazı unutma,
Beni yaşayan bir ölüye çevirdiğini unutma,
Bu da bir cinayet, ve sen katilsin
Bunu unutma!
Anıl Sungurtaş